ما
يقول من كان
به أسر
285- İdrar Tutukluğu Olan
Kişi Ne Der?
ذكر
الاختلاف على
طلق بن حبيب
في الخبر فيه
أخبرنا عبد
الحميد بن
محمد قال ثنا
مخلد قال حدثنا
سفيان عن
منصور عن طلق
عن أبيه أنه
كان به الأسر
فانطلق إلى
المدينة
والشام يطلب
من يداويه
فلقي رجلا
فقال ألا
أعلمك كلمات
سمعتهن من
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ربنا
الله الذي في
السماء تقدس
اسمك أمرك في
السماء
والأرض كما
رحمتك في
السماء اجعل
رحمتك في
الأرض اغفر
لنا حوبنا
وخطايانا أنت
رب الطيبين
أنزل رحمة من
رحمتك وشفاء
من شفائك على
هذا الوجع فيبرأ
[-: 10807 :-] Talk, babasından
naklediyor: idrar tutukluğum olduğu için idrarımı yapamıyordum. Beni tedavi
eden birini bulmak için Medine'ye ve Şam'a gittim. Sonunda karşılaştığım bir
adam bana dedi ki: "iyileşmen için sana bazı sözler öğreteceğim ki ben de
bunları Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işittim. Şöyle dersin:
"Ey ismi göklerde kutsanan, buyrukları hem gök hem de yerde hakim olan
Rabbimiz! Gökleri kuşatan rahmetini yeryüzüne de ihsan et. Günahlarımızı ve
kusurlarımızı bağışla! Sen ki iyilerin Rabbisin! Bu hastalığıma rahmetinden bir
rahmet, şifandan bir şifa indir!"
Tuhfe: 15545 .
Bu Hadisi Kütüb-i
Sitte sahipleri içinde sadece Nesai rivayet etmiştir.
أخبرنا
محمود بن غيلان
قال حدثنا أبو
داود قال
حدثنا شعبة
قال أخبرني
يونس بن خباب
قال سمعت طلق
بن حبيب عن
رجل من أهل
الشام عن أبيه
أن رجلا أتى
النبي صلى الله
عليه وسلم كان
به الأسر
فأمره النبي
صلى الله عليه
وسلم أن يقول
ربنا الله
الذي تقدس في السماء
اسمه وساق
الحديث ذكر
الاختلاف على
الليث بن سعد
[-: 10808 :-] Talk b. Habib, Şam ahalisinden
bir adamdan, o da babasından naklediyor: idrar tutukluğu olan bir adam Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de
iyileşmesi için şöyle demesini istedi: "Ey ismi göklerde kutsanan,
buyrukları hem gök, hem de yerde hakim olan Rabbimiz ... " Sonrasında ravi
bir önceki hadisi zikreder.
Tuhfe: 15545.
أخبرنا يونس
بن عبد الأعلى
قال حدثنا بن
وهب قال
أخبرني الليث
وذكر آخر قبله
عن زيادة بن
محمد عن محمد
بن كعب القرظي
عن أبي
الدرداء أنه أتاه
رجل فذكر أن
أباه احتبس
بوله فأصابته
حصاة البول
فعلمه رقية
سمعها من رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
ربنا الذي في
السماء تقدس
اسمك أمرك في
السماء
والأرض كما
رحمتك في
السماء فاجعل
رحمتك في
الأرض واغفر
لنا حوبنا
وخطايانا أنت
رب الطيبين
فأنزل شفاء من
شفائك ورحمة
من رحمتك على
هذا الوجع
فيبرأ وأمره
أن يرقيه بها فرقاه
بها فبرأ
خالفه بن أبي
مريم
[-: 10809 :-] Muhammed b. Ka'b
el-Kurazı bildiriyor: Adamın biri Ebu'd-Derda'ya geldi ve babasının mesanesinde
taş olduğu için idrar tutukluğu yaşadığını söyledi. Ebu'd-Derda da ona
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işittiği şu Rukye'yi öğretti:
"Ey ismi göklerde kutsanan, buyrukları hem gök, hem de yerde hakim olan
Rabbimiz! Gökleri kuşatan rahmetini yeryüzüne de ihsan et. Günahlarımızı ve kusurlarımızı
bağışla! Sen ki iyilerin Rabbisin! Bu hastalığa şifandan bir şifa, rahmetinden
bir rahmet indir!" Bu Rukye'yi yapması halinde babasının iyileşeceğini de
söyledi. Adam denileni yapınca babası iyileşti.
Tuhfe: 10957 .
Diğer tahric: Hadisi
Ebu Davud (3892) rivayet etmiştir.
أخبرنا أحمد
بن سعد بن
الحكم بن أبي
مريم عن عمه
قال حدثني
الليث قال
حدثني زيادة
بن محمد الأنصاري
عن محمد بن
كعب عن فضالة
قال جاء رجلان
من أهل العراق
يلتمسان
الشفاء
لأبيهما حبس بوله
فدله القوم
على أبي
الدرداء
فجاءه الرجلان
ومعهما فضالة
فذكروا له فقال
أبو الدرداء
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول من اشتكى
منكم شيئا أو
اشتكى أخ له فليقل
فذكر نحوه
[-: 10810 :-] Fadale der ki: Irak
ahalisinden iki kişi idrar tutukluğu yaşayan babalarına şifa aramak için
gelmişlerdi. Onlara Ebu'd-Derda'nın yanına gitmelerini söylediler. iki adamla
birlikte ben de Ebu'd-Derda'nın yanına geldim. Adamlar sorunu ona
aktardıklarında Ebu'd-Derda dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in: "Birinizin bir rahatsızlığı olduğu zaman veya kardeşinin bir
hastalığı olduğu zaman şöyle desin ... " buyurduğunu işittim. Sonrasında
ravi bir önceki hadisin aynısını aktarır.
Tuhfe: 10957.